Bir Eylül yazısı
Aylardan Eylül. Hatta Eylül'ün ilk haftasını geçtik bile. Yazı uğurladık.
$ Dolar 33,9788 %-0,08
€ Euro 37,4673 %-0,09
£ Sterlin 44,3328 %-0,46
Altın $2.510,28 %-0,25
Gümüş 31,24 %0,62
Ağa'nın tek atlı arabası. Nuriye hanımın duvarının kenarında
"durüşssst" sesiyle durur, koşumları sökülen at, yorgun adımlarla
ahırın yolunu tutardı.
Bazı akşamlar at arabasına sokağa girişte arkadan doluşup tangır
tungur kısa yolculuk hepimize büyük keyif verirdi.
***
Boş at arabası sokağın çocuklarının buluşma noktası, sahnesi, oyunu,
eğlencesiydi. Komşu annelerin getirdiği salçalı ekmekleri yediğimiz
yerdi. Alnımda taşıdığım derin yara izi de o arabanın çelik çemberli
ahşap tekerleğinden aşağıya inerken dingilin ucuna kafamı çarpma
sonucu. Mahalleli başıma toplandı. Tütün basılıp annemin beyaz
dantelli tülbenti sarık gibi başıma sarılınca anladım, durum vahim.
Doyasıya ağladım korkudan.
***
Vesikalı Yarim filminin herkesi ağlattığı yıllardı. Mino (Münacettin
Fuar Bulucu ) ile komşu bahçelerinden yolduğumuz zambakları, paslı
tellerle arabanın altına asarak filmdeki İzzet Günay'ın manav
dükkanına benzetir, komşumuz tenekeci Şaban amcanın konserve
kutusuna sap lehimliyerek yaptığı maşrapa ile su serper, "haydee
taze bunlaaar" diye bağrışırdık.
***
Okumayı sökeyim diye Perşembe pazarından dönüşte annemle
Sadettin Yalım'ın kırtasiye dükkanına uğrar, ben bir yandan elime
tutuşturduğu minik mis kokulu Amasya elmasını dişlerken bir yandan
da okuma kitaplarını seçerdim. Tom Sawyer'in Maceraları, 2 Sene
Mektep Tatili, Fareli Köyün Kavalcısı vs. Bir elimde bütçemize uygun
kitap, bir elimde elma evin yolunu tutar, bazen de Fethiye Caddesinin
alt kösesindeki Tekel Durağından minibüse biner, Sümer Karakolunda
iner, yokuşu tırmanır, eve gelir gelmez kitaba gömülürdüm.
***
Bazen bisikletle dondurmacı İlyas abi gelirdi. Gözlükleri şişenin dibi
gibi kalındı. 10 Kuruşa olur mu diye sora sora adamın vicdanını
yumuşatır, az bir şey de olsa küçük külahla verirdi hepimize. Bazen
Seka'da vardiyadan çıkmış mahalleli komşu amcalar "ver bakalım
çocukların hepsine 25 kuruşluk karışık dondurma" dedikleri de
olurdu.
***
Bazen kolunda uzun sepetiyle kasketli yaşlı bir hurdacı geçer, eski
naylon terliklere tahta mandal ya da bir çay bardağı dolusu kırık
leblebi ile kandırırdı. Yoğurtçu da geçerdi. Çıngırakla omuzluğundaki
yoğurtları bırakır, kadınlar, kız çocukları toplaşır, yoğurtçu melamin
tabakların darasını tartarak verirdi.
***
At üzerinde güğümleriyle deri kasket ve gocuğu yağdan parlayan
yağcı geçerdi. Elinde litresi, hunisi ve cam şişesiyle gelenlere
doldururdu. Kesmece karpuz, kavun at arabası dolusu alınır, salondaki
divanların altına yuvarlanırdı. Yemek sonrası uzanır, bir tanesi çekilir,
kesilip afiyetle yenirdi.
***
Satıcılardan en çok sevdiğim ve korktuğum başında taşıdığı kapaklı
tepsi, omuzunda sehpası ile sokağın başına geldiğinde
"düüttürürüüü" zurnası ile macuncu İdris abi idi. At arabasına yakın
yere önce sehpayı açar, macun tepsisini üstüne bırakır, başlardı
"kadifedeeeden kesesi, düüüttürü düüüt" Sesi duyan, parayı kapan
koşardı macun tezgahının etrafına. Kapağı açınca o kadar renkli ve
tatlı bir güzellikle karşılaşırdık ki... Zurnayı çalmaya ara verir, tahta
saplı büyük bir tornavidayı macuna kazır gibi batırır, tepsinin
ortasında bulunan hazneden aldığı kısa ahşap çubuğun ucuna dolar,
bir yandan da "neli istiyorsun" diye sorardı.
***
Kırmızı, yeşil, mor, rengarenk alır emmeye başlardık. Zurnalı
macuncudan tedirginliğimin nedenini merak ediyorsanız Fareli Köyün
Kavalcısı kitabının etkisi. Ya zurnanın sihirli melodisine kapılan
mahallenin çocuklarını toplayıp uzaklara götürürse...
***
“Küçük şeyler büyük mutluluklar...
Öyle büyük şeylerde gözüm yok hiç, küçük mutluluklar diliyorum;
küçücük.. Bir çocuk saflığında gülüşler, Islanmış çimenlerin kokusu,
Çimenlerdeki çıplak ayaklar, Bahçedeki gül ağacı, mis kokulu
çiçekler, Gıcırdayan salıncak, Çocukken oynadığımız oyunlar tadında
sımsıkı sarılışlar, Ruhumuza dokunan şarkılar, Akordu bozulmayan
bir yaşam bestesi, Maskelerden arınmış yüzler, Sımsıcak
kahkahalar, Çatılmayan kaşlar, Gün doğumları, Hepsi bu. Farid
Farjad”