Kirpi Mesafesi
02 Mayıs 2024 12:30

Kirpi Mesafesi

Ben aslında her şeyi sonradan öğrendim

Herkes herkesi sonradan öğrenirmiş

Bunu da sonradan öğrendim

TURGUT UYAR

Bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş / Bir bakarsın volkan olmuş yanmışsın arkadaş.”

ARKADAŞ

Ne güzel söylerdi Melike Demirağ…  Gözlerimiz kapalı, iki yana sallanırken hafifçe, hepimiz en can arkadaşımızı, arkadaşlarımızı düşleyerek dinledik…

“Ortak olmak her sevince, her derde kedere / Ve yürümek bir ömür boyu beraberce el ele.”

Arkadaşsız nasıl yaşanır hiç bilmiyorum.

Gerçek bir arkadaşlık için ömür boyu beraberce yürümek kolay değil. Arkadaşlık zaman ister, emek ister, fedakârlık ister…

Yalnızca kötü günde değil iyi günde de beraber olmak, her duyguyu paylaşmak, dinlemek, arka çıkmak, korumak kollamak ister…

Arkadaşımızın acısını, sıkıntısını, sevincini, başarısını paylaşırken içselleştir (e) mezsek ‘arkadaş’ olamıyoruz ki!

İki eliniz kanda olsa yardıma ihtiyacı olduğunda yanında olmalısınız. Sesinin renginden anlamalısınız nasıl olduğunu… Üzüldüğünüzde, sevindiğinizde ilk o düşmeli usunuza… İlk onu aramalısınız…

Bu yüzden çok arkadaşı olan kişiler zaman zaman yorulabiliyor…

Acıyı, üzüntüyü paylaşmak belki de daha kolay…  Mutlu günleri,  özellikle de başarıyı paylaşmak bazı insanlar için daha zor olabiliyor…

***

Arkadaşlıklar, akrabalıklar, evlilikler, komşuluklar… Tüm ilişkiler zaman zaman testlerden geçer… Sonunda ya güçlenerek devam edilir ya da bitirilir…

Küsmeyi beceremeyenler için, bir yol daha var!

Schopenhauer’ un ‘Kirpi Metaforu.’

Hikâyeyi bilirsiniz. Soğuk kış günlerinde kirpiler ısınabilmek için birbirlerine sokulurlar ama dikenleri birbirlerine batar. Canları yanar. Uzaklaşırlar. Ama bu kez de soğuktan üşürler. Yeniden yaklaşırlar… İleri geri hareket ederek denemeye devam ederler. En sonunda dikenlerini birbirlerine batırmadan ısınabilecekleri en uygun mesafeyi bulurlar…

KİRPİ MESAFESİ.

Ne çok yakın, ne çok uzak!

Benim gibi ‘insan’ seven birisi için bana çok yüzeysel gelse de yaralanmamak ve yaralamamak adına doğru bir yöntem olduğunu düşünüyorum.

İnsanların davranışları ve söylemleri bize uymuyorsa ya da tam tersi, bizim davranış ve söylemlerimiz karşı tarafa uymuyorsa… Ve bu durum yineleniyorsa, kendimizi kontrol etmeyi, mesafeyi ayarlamayı öğrenmemiz, kendimize öğretmemiz gerekiyor.

Mesafe, küsmek değil. İncinmeyeceğimiz, incitmeyeceğimiz bir yerde durmak…

Ben de çevremdeki az sayıda kişi için, biraz zorlansam da uyguluyorum… Bu da üç yıl önce aldığım ‘Altmış yaş kararlarımdan’ biridir. 

Bir de herkese hemen on üzerinden on puan vermemeye çalışıyorum…  

Belki de yalnızca arkadaşlıkta değil, yukarıda belirttiğim gibi tüm ilişkilerde uygulamak gerek.

Sonuçta,  sağlıklı yaşam  ‘Denge’ üzerine kurulu.

“Akrep ve yelkovan hep on ikinin üzerinde olmalı. Ne beş kala, ne beş geçe. Saat hep on ikiyi göstermeli !”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Güncelleme: 02 Mayıs 2024 13:11
X