Veli-Der: Eğitime yeterli bütçe ayrılmalı
TBMM’de bugün Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesi görüşülecek. Eğitim bütçe görüşmeleri öncesi bir açıklama yapan Veli-Der Kocaeli Şube Başkanı Ayşe Irmak, “Okul yemeği programı ve temiz suya erişim okul öncesinden yükseköğretime tüm öğrencilere sağlanmalı ve yeterli bütçe ayrılmalıdır” dedi
Bugün mecliste MEB (Milli Eğitim Bakanlığı) bütçesi görüşülecek. Eğitim bütçe görüşmeleri öncesi bir açıklama yapan Veli-Der Kocaeli Şube Başkanı Ayşe Irmak şunları söyledi: ‘’Bugün mecliste MEB (Milli Eğitim Bakanlığı) bütçesi görüşülecek. Aralık başında 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanması bekleniyor. 2025 yılı için Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan pay 1 trilyon 452 milyar lira olarak açıklandı. MEB bütçesi 2024’te 1 trilyon 92 milyar lira iken, yıllık enflasyon oranının oldukça altında, yüzde 33’lük bir artış açıklandı. Açıklanan rakam eğitimde yaşanılan sorunları daha da derinleştirecek IMF önerileri dikkate alınarak oluşturulmuş kemer sıkma programıdır. 2025 bütçesinde asgari ücrete yapılacak zam oranının yüzde 25 ile sınırlı tutulacağı belirtilmiştir. Vergilerin ise yüzde 50 artışı söz konusudur. 2025 yılı için açıklanan rakam önümüzdeki yıl biz velileri eğitimde bugünlerden çok daha zor günlerin beklediğini göstermektedir. MEB bütçesinin yüzde 80’ini, personel giderleri oluşturmaktadır. Her bütçe döneminde tekrar edilen “en çok payı eğitme ayırdık” cümlesinin hiçbir karşılığı yoktur.
EĞİTİME AYRILAN BÜTE AZALDI
2002’de eğitime ayrılan bütçe yüzde 17,18 iken, 2025’te 9,73’e düşürülmüş durumdadır. Son 22 yılda önceki yıllara oranla eğitime ayrılan bütçe ciddi oranda azaltılmıştır. Örneğin 1998’de eğitim yatırımlarına ayrılan bütçe yüzde 30,03 iken son 22 yılda desteklenen, kamusal eğitim değil özel okullar, özel okul sahipleri olmuştur. Ayrıca geçmiş yıllardan farklı olarak bizim ülkemizde çocuklarımız salgını, depremi yaşamış ve her geçen gün artan yoksulluğu yaşamaktadır. Son 22 yılda eğitim bütçesinin milli gelire oranı OECD ortalaması olan yüzde 5’in yarısına bile ulaşmamıştır.
VELİLERİN SIRTINA YÜKLENDİ
Geçtiğimiz 22 yılda özelleştirmeler ve eğitimin piyasalaştırılması hattı izlenerek kamusal eğitim hakkı adım adım yok edilmiştir. Eğitime yeterli bütçe ayrılmamış, eğitim harcamalarının esas yükü katkı payları, kayıt ücretleri vb isimler adı altında eğitim alanlarının ticarileştirilmesi gibi yollarla büyük ölçüde velilerin sırtına yıkılmıştır. Kamusal eğitime ayrılmayan kaynaklar teşvik, destek adı altında özel okullara aktarılmış, özel okulların kamu okullarına oranı Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine yüzde 24’e ulaşmıştır.
OKULDAN KOPUŞUN ÖNLENMESİ İÇİN EĞİTİME YETERLİ BÜTÇE
Eğitimin piyasalaştırılması sonucu özel okullarla kamu okulları arasında, kamu okullarının kendi arasında eşitsizlik daha da derinleşmekte, yoksulluktan kaynaklı okuldan kopuş hızlanmaktadır. Eğitim dışındaki çocuklara (612 bin 814), açıköğretim liselerine kayıtlı çocuklar (319 bin 11), göçmen çocuklar (242 bin 360) ile 14-22 yaş grubundaki MESEM öğrencileri (404 bin 756) eklendiğinde örgün eğitim dışındaki öğrenci sayısı 1 milyon 578 bin 941’e yükselmiştir. Okuldan kopuş son 3 yılın ve ülkemiz tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Ayrıca okullaşma verilerinde bilimsel yöntem izlenmemektedir. Gerçek veriler şeffaf bir şekilde açıklanmamaktadır. Örneğin özel eğitim gereksinimi öğrencilerin sayısını e-devletten tespit etmek mümkünken yapılmamaktadır. Ayrıca okula kayıt verileri tek başına okula devam edildiği anlamına gelmemektedir. Örneğin, 2023 yılında mesleki ve teknik ortaöğretimde devamsızlık oranı %46,6’ya yükselmişken özel ortaöğretim kurumlarında %8,5’ti. İlkokul ve ortaokulda ise sırasıyla %11,6 ve %14,8’di. Okul terkini önlemek için eğitime yeterli bütçe ayrılmalı, ihtiyacı olan her öğrenciye maddi eğitim desteği sağlanmalı, kamusal eğitim hakkından tasarruf tedbirlerine son verilmelidir.
OKUL YEMEĞİ VE TEMİZ SU İÇİN EĞİTİME YETERLİ BÜTÇE
Okul yemeği dünyada okul yemeği programı uygulanan tüm ülkelerde ihtiyaç temelli bir destek olarak değil yurttaşlık hakkı, kamusal eğitim hakkı olarak görülmektedir. Sosyal devletin gereğidir. Anayasa’dan, çok sayıda yasa, yönetmelik ve programdan, imzalanan uluslararası sözleşmelerden kaynaklı kamu yöneticilerinin okul yemeği programını uygulama sorumluluğu vardır. Okul yemeği programlarına Norveç’ten Şili’ye, Hindistan’dan Kenya’ya 106 ülkede, 418 milyon çocuğa ulaşmaktadır. Artan yoksulluk en çok TÜİK İstatistiklerle Çocuk 2022 raporuna göre ülke nüfusumuzun yüzde 27’sini 0-17 yaş arası çocuk nüfusu oluşturmaktadır. Çocuk nüfusunun dörtte üçü okul çağındadır. Rapora göre; ülkemizde diğer besinlere göre daha ucuz olduğu için ekmek, makarna gibi yiyecekleri tüketen çocuk oranı yüzde 62,4; her gün meyve tüketebilen çocukların oranı yüzde 50,5; sebze tüketebilen çocukların oranı yüzde 33, et, balık tüketebilen çocukların oranı ise yüzde 10,2’dir. Ülkemizde 0-4 yaş aralığındaki çocuk sayısı yaklaşık 6 milyondur. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nün Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’na göre 5 yaş altı çocuklarda bodurluk yüzde 10’a ulaşmıştır. Okul yemeği programı ve temiz suya erişim okul öncesinden yükseköğretime tüm öğrencilere sağlanmalı ve yeterli bütçe ayrılmalıdır.
TAŞIMALI EĞİTİM TÜM ÇOCUKLAR İÇİN SAĞLANMALI KÖY OKULLARI AÇILMALIDIR
Kamuda tasarruf genelgesi ile köy okulları kapatılan çocukların taşımalı eğitimle okula ulaşım hakları da kilometre sınırlaması getirilerek ellerinden alınmıştır. Yoksulluğun her geçen gün arttığı günlerde servis ücretleri aileler tarafından karşılanamamaktadır. Ülkenin her yerinde kırsal kesimdeki çocuklar okul terkine mecbur bırakılmakta, yürüyerek veya güvenli olmayan araçlarla yolculuk ederek okula ulaşmaya çalışan çocuklar güvenlik riski yaşamaktadır. Ayrıca kilometre sınırı içerisine girmeyen çok sayıda yerde de ihale şartlarındaki ücret yetersiz bulunduğundan ihaleler yapılamamaktadır. Binlerce çocuğun kamusal eğitim hakkı risk altındadır. MEB tüm çocukların okula, eğitime erişim hakkından sorumludur. Eğitimin temel ilkesi kapsayıcılıktır. Kapatılan köy okullarının açılması için yeterli bütçe ayrılmalı, köy okullarının çocukların ihtiyacı doğrultusunda inşa, onarım süreci tamamlanıncaya kadar taşımalı eğitimle okullara ulaşmaya çalışan tüm çocuklara kilometre sınırlaması getirmeksizin ulaşım hakkı için yeterli bütçe ayrılmalıdır.
DEPREM BÖLGESİNDEKİ ÇOCUKLARIN EĞİTİM HAKKI İÇİN YETERLİ BÜTÇE
Deprem bölgesinde örgün eğitim çağındaki çocukların eğitime erişim sorunu artarak devam etmektedir. Yalnızca Hatay’da dersliklerin %45’i kullanılamaz durumda iken eğitime yeterli bütçe ayrılmaması sonucu okulların inşa, onarım süreci tamamlanmamıştır. Çocuklar hala inşaat sahası içindeki binalarda, konteynerlarda sağlıksız, güvenli olmayan koşullarda eğitime erişmeye çalışmaktadır. Deprem bölgesinde okuldan kopuş hızlanmaktadır ancak gerçek veriler kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılmamakta, devamsızlık verileri deprem bölgesi kapsam dışı tutulduğu için takip edilmemektedir. Deprem bölgesindeki tüm öğrencilere ve öğretmenlere maddi eğitim desteği sağlanmalıdır. Okula ulaşım öğrenciler ve öğretmenler için ücretsiz sağlanmalıdır. Öğrenciler ve öğretmenlerin eğitim materyalleri karşılanmalıdır. Deprem bölgesinde okul inşa ve onarımları bir an önce tamamlanmalıdır. Eğitim bütçesi görüşmelerinin ana başlıklarından biri deprem bölgesine yeterli eğitim bütçesi olmalıdır.
YETERLİ ÖĞRETMEN ATAMASI VE KALABALIK OLMAYAN SINIFLAR İÇİN EĞİTİME YETERLİ BÜTÇE
MEB’in kamuda tasarruf olarak attığı adımlardan biri de yeterli öğretmen ataması ve okul inşası yapmamak için sınıf birleştirmeleri yöntemini yaşama geçirmeleridir. Düzenli olarak okullara sınıf birleştirmeleri konusunda yazılar gönderilmektedir. İl milli eğitim müdürlüklerinden gelen bilgiler doğrultusunda en az seksen bin öğretmen ücretli olarak çalıştırılmaktadır. 2023-24 eğitim-öğretim yılında toplam derslik sayısı %1,2 oranında azalarak 742 bin 829’a düşmüştür. Kademelere göre incelendiğinde, en büyük düşüş 5 bin 635 derslikle ortaöğretimde görülmektedir. ilkokulda öğrenci sayısı 30’dan fazla olan şube oranı %23,6, ortaokulda ise %23,2’dir. Bu durum, ilköğretimde neredeyse her dört şubeden birinde öğrenci sayısının 30’un üzerinde olduğu anlamına gelmektedir. Nitelikli eğitimin temel koşullarından biri sınıf mevcutlarının kalabalık olmamasıdır. En az yüz bin öğretmen ataması yapılmalı, ikili eğitim uygulamalarına son verilmeli, sınıf mevcutları 20’ye düşürülmesi temel hedeflerden olmalıdır.
OKUL TEMİZLİĞİ İÇİN YETERLİ BÜTÇE
İşgücü Uyum Programının (İUP) yaşama geçirilmesi ile okul temizliği haftada üç gün ile sınırlandırılmakta, temizlik görevlileri asgari ücretin altında ve güvencesiz çalıştırılmaktadır. Okullarda yaşanılan temel sorunların başında temizlik sorunu gelmektedir. İUP adıyla esnek, güvencesiz asgari ücretin altında çalışma koşulları sonlandırılmalı, tüm okullara yeterli kadrolu temizlik görevlisi ataması için yeterli bütçe ayrılmalıdır. Kamusal eğitim hakkı çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğidir. Kamusal eğitim hakkı için yeterli bütçe, kaynak ayrılmadığı her yıl ortak geleceğimizi kaybediyoruz. 2025 yılı için eğitime yeterli bütçe ayrılması siyasi iktidarın tüm çocuklarımıza kamusal sorumluluğudur. Biz velilere, halka ait olan kaynaklar eğitim için kullanılmalı, eğitime yeterli bütçe ayrılmalıdır.”