
Belediye İş Sedikası’ndan konfederasyonlara çağrı: Sorumluluk alın, ses yükseltin!
Türk-İş Konfederasyona bağlı Belediye-İş Sendikası ülkenin içinden geçtiği bu sancılı süreçte, hem kendi içinde bulunduğu Türk- İş Konfederasyonu’nu hem de Hak- İş ve DİSK’i eleştirerek, “Tüm konfederasyonları ses yükseltmeye çağırıyoruz” açıklaması yaptı
Türk-İş Konfederasyonu üyesi Belediye-İş Sendikası ülkenin çok içinden geçtiği bu sancılı süreçte, hem kendilerinin içinde bulunduğu Türk- İş Konfederasyonu hem de Hak- İş ve DİSK’i eleştirerek, “Tüm konfederasyonları ses yükseltmeye çağırıyoruz” açıklaması yaptı.
“FATURA EMEKÇİYE ÇIKIYOR”
Sendikaların, sivil toplum örgütlerinin en önemli görevlerinden birisinin haksızlığa uğrayanların yanında, haksızlığın karşısında olmak olduğunu belirten Belediye İş Sendikası’nın yaptığı açıklama şöyle: ‘’Ülkemiz çok sancılı bir sürecin içinden geçiyor. Ekonomik krizin yıkıcı etkileri ve hayat pahalılığı her geçen gün emekçilerin ve emekçi halkın belini büküyor. İktidarın uyguladığı yanlış politikaların faturası yine emekçilere kesiliyor.
“UÇURUMUN KENARINA SÜRÜKLENİYOR”
Çarşı pazar yangın yerine dönmüş durumda. Emekçilerin sofrasına koyduğu ekmek her gün küçülüyor. Okula gönderdikleri çocuklarının yanına beslenme, ceplerine harçlık koyamıyorlar. Emekliye, asgari ücretliye reva görülen ücretlerle bırakın yemeği içmeyi, Türkiye’nin herhangi bir yerinde ev bile tutulamıyor. Açlıkla, yoksullukla, barınma kriziyle boğuşan emekçiler ve emekçi halkımız her gün uçurumun kenarına sürükleniyor.
"GAZETECİLER SANATÇILAR GÖZALTINA ALINIYOR”
Bir yandan ekonomik kriz öte yandan haksızlıklar, hukuksuzluklar halkımızı büyük bir cendere içine sokuyor. Ülkemizin aydınları, sanatçıları, gazetecileri her gün akıl almaz suçlamalarla karşı karşıya kalıyor. İktidarın muhalif gördüğü herkes potansiyel suçlu hale gelirken, ortada suç olmasa dahi cezadan kurtulamıyor; buna karşılık gerçek suçlular, elini kolunu sallaya sallaya ortada dolaşıyor.
“GREVLER YASAKLANIYOR”
Hukuksuzluklar emekçilerin hak aramasına engel yaratıyor. Grevler, “erteleme” adı altında yasaklanıyor. Emekçilerin, vergi sistemindeki adaletsizliklere yönelik itirazları dikkate alınmıyor. Hukuksuzlukların, haksızlıkların her geçen gün vicdanları sızlattığı bu ortamda gençlerimizin hayalleri ellerinden alınıyor. Gencecik aydınlık yüreklere, doktorlara, mühendislere, alaycı cümlelerle kapı gösteriliyor; buna karşılık liyakatsizlik diz boyu sürüyor. Ülkemiz insanı bu adaletsizlikler karşısında birbirine düşman, ayrışmış, bölünmüş vaziyete getiriliyor.
“ÖRGÜTLÜ KURUMLARIN GÖREVİ”
Yaşanan bunca haksızlık, hukuksuzluk, açlık, yoksulluk açmazı içinde başta Türkiye’nin en büyük emek örgütü Türk-İş’in yönetimi olmak üzere Hak-İş ve DİSK, yani en büyük üç işçi konfederasyonu, adeta üç maymunu oynuyor. Sendikaların, sivil toplum örgütlerinin en önemli görevlerinden biri haksızlığa uğrayanların yanında, haksızlığın karşısında olmaktır. Emekçi halkın hak ve menfaatlerini koruyup geliştirmek için demokratik zeminde mücadele etmek, seslerini yükseltmek örgütlü kurumların ödevidir. Bizler üyelerimizden aldığımız gücü ülkemiz ve toplum yararına kullanmak mecburiyetindeyiz.
“SES YÜKSELTMEYE ÇAĞIRIYORUZ”
Yoksulluğun, açlığın, hukuksuzluğu, özgürlüklerin olmayışının baş sorumlusunun ülkeyi yöneten siyasi iktidar olduğunun elbette ki bilincindeyiz. Ama bugün ülkenin geldiği hali görüp olup bitenlere kayıtsız kalan sendikalar ve sivil toplum örgütleri de bir o kadar bu durumdan sorumludur. Bugünün röntgenini çeken tarih, yapılanlar ve yapılmayanlar, itiraz edilenler ve edilmeyenler üzerinden ileride kimin ahlaklı kimin ahlaksız olduğunu bize en net şekilde gösterecektir. Şunu unutmamak gerekir ki, hukukun, adaletin, demokrasinin yara aldığı bir ülkede emekten de emekçinin ekonomik ve sosyal haklarından da bahsetmek mümkün değildir. Ülkemizin içinden geçtiği bu sancılı süreçte, başta Türk-İş yönetimi olmak üzere Hak-İş, DİSK ve sivil toplum örgütlerini, üyelerinin, emekçi halkın sesi olmaya, ülkede yaşananlara ses yükseltmeye çağırıyoruz.”