Eğitim-Sen'den tepki: Okullar dini etkinlik mekanı değildir
İzmit Kaymakamlığı, gönderdiği yazıyla, ÇEDES protokolü kapsamında Müftülüğün okullarda Mevlid etkinliği gerçekleştirmesi için talimat verdi. Eğitim Sen karara tepki gösterdi.
Eğitim-Sen Kocaeli 1 nolu şubeden yapılan açiklamada şu ifadeler yer aldı:
İzmit İlçe Kaymakamlığı’nın okullara gönderdiği yazı ile İzmit İlçe Müftülüğü’nün ÇEDES protokolü kapsamında belirli liselerde “Mevlid-i Nebi Haftası” etkinlikleri düzenleyeceği ve kaymakamlığın da müftülüğün bu talebini onaylayarak müftülük personelinin bu etkinlikleri gerçekleştirmesi için okullara talimat verdiği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda İzmit’teki bazı okullarda öğrencilerimizin müftülüğün söz konusu dini etkinliklerine katılmaları istenmektedir. Öncelikle okullarda okutulacak dersleri gösteren haftalık ders çizelgelerinde yer almayan bir etkinliğin okullarda sözde ÇEDES protokolü kapsamında yapılmasının yasal dayanağı yoktur. Ayrıca öğrencilerimizin söz konusu etkinliğe katılmak istememeleri durumunda okul idareleri veya müftülük personeli tarafından herhangi bir zorlamaya tabi tutulup tutulmayacakları ya da nereye gidecekleri, güvenlikleri, ailelerine ve okula karşı öğretmenlerimizin sorumluğunun ne olacağı belirsizdir. Bu durumda öğretmenin müfredatla ilgili sorumluğunu nasıl yerine getireceği de belirsizdir. Sayın Kaymakam okullarımızda farklı inanç ve kimliklerde öğrencilerimizin olduğunu bilmemekte midir? Öğrencilerimizin bilimsel ve kamusal eğitim almaları gereken mekanlar olan okullarımızda hiçbir pedagojik eğitimi olmayan kişilerin dini etkinlikler gerçekleştirmeleri hiçbir evrensel bilimsel ilkeyle bağdaşmamaktadır.
Eğitim sisteminde ve genel olarak toplumsal yaşamda iktidarın kendi dünya görüşüne ve yaşam tarzına uygun nesiller yetiştirme yönündeki uygulamaları tüm topluma yönelik fiili bir baskı ve dayatma haline gelmiştir. Bu konuda mesai saatlerinin okul ders planlarının cuma namazı saatlerine göre düzenlenmek istenmesi, öğrencilerin camilere ve mezarlık ziyaretlerine götürülmesi, karma eğitim ilkesinin ihlal edilmesi ve benzeri girişimler ve son yıllarda sıkça karşılaştığımız bu tür mevlit etkinliklerinin üstelik MEB personeli dışında tamamen müftülük personeli tarafından gerçekleştirilmek istenen bu etkinlikler; yani kısaca eğitim sisteminin dini kurallara göre biçimlendirilmek istenmesi asla kabul edilemez.
Milli Eğitim Bakanlığı kendi temel amacına uygun olarak öğrencilerimizi evrensel normlara ve insan haklarına göre yetiştirmek zorundadır. Öğrencilerimiz demokratik, laik, ve bilimsel bir eğitim almalıdırlar. İzmit Kaymakamına düşen görev ise Anayasada açıkça belirtilen laikliğe gölge düşürecek bu tür ayrımcı ve dinselleştirici etkinliklere izin vermek değil evrensel normlara uygun bir eğitimin tesis edilmesi konusunda çaba sarf etmektir.
Kaymakamlığın adeta talimat verir gibi okullara müftülüğün yazısını göndererek söz konusu etkinliklerin yapılmasını istemesi kabul edilemez. Çünkü okullar, farklı inanç gruplarının her birinin eşit değerde görülmesi gereken kurumlardır. Bu nedenle hiçbir çocuğun inancı ya da kimliği nedeniyle ayrımcılığa maruz kalmaması en başta devlet tarafından güvence altına alınmalıdır. İzmit Kaymakamlığı’nı derhal ilgili yazıyı iptal etmeye ve öğrencilerimizi dini etkinliklere değil en başta bilimsel projelere yönlendirmeye, okullara aç giden öğrencilerimiz için bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek için harekete geçmeye, kırtasiye masrafları altında ezilen velileri görmeye, MESEM projesi ile mesleki eğitim adı altında eğitimden kopartılarak adeta ucuz ve güvenliksiz işçi haline getirilen öğrencilerimize sahip çıkmaya çağırıyoruz. Devletin, sadece bir dinin ve mezhebin öğretilerini, sadece belli bir inanca özgü değerleri tüm okullarda ‘tek doğru’ olarak öğretmeye çalışması farklı inançtan öğrencilere yönelik açık bir dayatma ve ayrımcılık anlamına gelmektedir. Türkiye’de yıllardır bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik her türlü uygulamadan derhal vazgeçilmelidir.
Çocuklarımızın ve öğrencilerimizin bu tür etkinlikler aracılığı ile siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerine ulaşmak için hayata geçirdiği ÇEDES ve benzeri projelerin parçası haline getirilmesini istemiyoruz. Eğitim Sen olarak okullarımızda eşitsizliği ve ayrımcılığı derinleştiren bu ve benzeri uygulamaları asla kabul etmediğimizi bir kere daha vurguluyor ve tüm öğrencilerimizi, velilerimizi ve eğitim ve bilim emekçilerini okullarımızın dini etkinliklerin değil, laik ve bilimsel eğitimin mekânları olması için hep birlikte mücadeleye çağırıyoruz.