Rektör Cantürk yıllar sonra nasıl anılacak?
En azından benim için anlamı budur.
Özgürlüğün ve özgür düşüncenin olmadığı yerde ise bilim üretilemez.
Tarih bunu göstermiştir.
***
Bizim ülkemize gelince; “üniversite” ve “özgürlük” denince aklıma
Boğaziçi Üniversitesi’nin kapısına vurulan kelepçe fotoğrafı geliyor.
O görüntüyü ömrü hayatımda unutmam mümkün değil.
Hatırlayanlar olmuştur; kayyum rektör atanan Boğaziçi
Üniversitesinde, öğrencilerin okula girişini engellemek için kapıya
kelepçe katmışlardı.
***
Boğaziçi öyle de diğer üniversiteler farklı mı?
Elbette değil.
Örneğin benim de mezun olduğum İstanbul Üniversitesi…
Tarihi kökleri en derin olan canım üniversite İstanbul Üniversitesi…
Maalesef benim üniversitem de, 19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun 35
yıllık diplomasını iptal eden üniversite olarak tarihe geçti…
***
Ben okurken Prof. Dr. Bülent Berkarda rektörümüzdü.
O zamanlar da eğitim ve sağlık alanında özelleştirmeler başlamış ve
biz öğrenciler ‘parasız eğitim’, ‘parasız sağlık’ için eylemler
yapıyorduk.
Rektör Berkarda ile zaman zaman karşı karşıya geliyor ve kendisine
tepki gösteriyorduk.
Hatta bir keresinde. yanlış hatırlamıyorsam üniversitenin yeni eğitim
dönemi etkinliğiydi; Rektör Berkarda konuşurken, öğrenciler olarak
sırtımızı dönüp, “Başkomser Berkarda” sloganı atmıştık.
***
Berkarda’dan sonra Rektör olan Kemal Alemdaroğlu ise hiç hayırla yat
edilecek bir kişi olmadı.
Gelen gideni arattı.
Alemdaroğlu canımıza ot tıkadı.
Berkarda’yı arar olduk.
Okuldan uzaklaştırmalar, cezalar cezalar….
***
O zamanlar başörtüsü eylemleri de başlamıştı.
Hatta sadece başörtülü öğrencileri değil sakallı öğrencileri bile
okula almamaya çalıştılar…
Başörtüsü zulmü diye adlandırılır o dönem ama yalnızca başörtülü,
dindar öğrenciler değil, solcu öğrenciler de en büyük cezaları görüp,
en büyük baskıları Alemdaroğlu döneminde yaşamıştır.
***
Hiç unutmam; okulun kapısından sakallı öğrenciler sokulmamaya
başlanınca, sakal birakmayı hiç sevmediğim halde, destek için, ben de sakal
bırakmıştım.
Tabi bizi tanıdıkları için, bizim sakalımız, kapıdaki görevliler için sorun
olmuyor, okula kolayca giriyorduk.
***
Üniversite yıllarımın üzerinden 30 sene geçmiş…
Zaman su gibi akıp gitmiş ama şimdi görüyorum ki, ülke olarak bir
arpa boyu yol alamamışız.
Üniversiteler aynı tas, aynı hamam…
Özgürlük vaatleriyle iktidara gelenler, baskıyla yönetmenin
kolaycılığına kaçmışlar…
***
Geçtiğimiz günlerde bir avukat arkadaşımın ofisine gitmiştim..
Arkadaşım da İstanbul Üniversitesi mezunu…
Duvarda asılı bulunan diplomasının altındaki Prof. Dr. Kemal
Alemdaroğlu ismini ve imzasını gördüm..:
O günleri konuştuk, Alemdaroğlu ve ekibinin zulümlerini konuştuk.
Ne yazık ki benim diplomamda da Kemal Alemdaroğlu’nun imzası
var…
Oysa ki, Alemdaroğlu’nun yerine Berkarda’nın imzasını tercih ederdim…
***
İşte böyle…
Diyorum ya aradan 30 sene geçmiş, değişen bir şey olmamış.
Bizim Kocaeli Üniversitesi’nde de durumlar pek farklı değil.
İmamoğlu protestolarında, anayasal haklarını kullanan ve sokağa
çıkan öğrencilerinden gözaltına alınanlar ne yazık ki üniversitenin de
hışmına uğruyor.
***
Rektör Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk’ün yönettiği üniversite,
öğrencilerini sahiplenmek yerine soruşturmalar açıyor.
3 Mayıs'ta hayatını kaybeden Sırrı Süreyya Önder'in yazıp yönettiği
‘Beynelmilel’ filminin gösterimi bile yasaklanıyor.
Ve bu okula da Kocaeli Üniversitesi deniyor!
***
Ah Zafer Hocam ah…
Sırrı Süreyya Önder’in cenaze törenine devlet erkanı bile katılırken,
senin yönettiğin üniversite de film izlemek yasaklanıyor.
Nasıl bir özgürlük anlayışınız var vallahi ben anlayamıyorum.
Hele hele engelli bir öğrencinin, engelli tuvaleti talebine verdiğiniz
cevap yok mu; bizi bizden aldı gerçekten…
***
Tuvalet isteyen öğrenciye, ‘Tuvalet için bağışta bulun’ demek ne
demek?
Bu okulu size soru soran öğrenci mi yönetiyor yoksa siz mi
yönetiyorsunuz.
Sayın Rektör Cantürk, bakın sizde mezun olan öğrencilerinizin
diplomalarına adınızı yazıyor, imzanızı atıyorsunuz.
***
O diplomalar ömür boyu öğrencilerinizin duvarlarında asılı duracak…
Yıllar sonra sizin imzanıza bakan öğrencileriniz sizi nasıl hatırlayacak
bunu hiç düşünmüyor musunuz?
Asıl önemli olan, rektörlükten daha önemli olan, yıllar sonra
arkanızdan nasıl konuşulduğu değil midir?
Sizi bilmem ama bence öyledir.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
- Gökçe’nin ektiği tohumlar meyveye dönüşüyor 13 Mayıs 2025 Salı
- Sanayiciler de uzun zamandır cepten yiyormuş! 10 Mayıs 2025 Cumartesi
- Okul yanar mı arkadaş! 07 Mayıs 2025 Çarşamba
- Ekrem İmamoğlu’nun şaşırtan motivasyonu 29 Nisan 2025 Salı
- ‘Hep sonradan gelir aklım başıma’ 15 Nisan 2025 Salı
- Dokuzlar, Hürriyet’ten daha fazla kreş istiyor! 10 Nisan 2025 Perşembe
- CHP Kocaeli bunu hak ediyor mu? 07 Nisan 2025 Pazartesi
- Siyasi iktidar kendi ipini çekiyor! 22 Mart 2025 Cumartesi
- Bu gömlek bu ülkeye dar gelir beyler… 19 Mart 2025 Çarşamba
- Başkan Hürriyet’in Halk Et projesi 17 Mart 2025 Pazartesi