Öncelik
William Blake
Umuttepe Hastanesi’ndeyiz. Babamı ziyarete gelen arkadaşlarımızla birlikte kantinde oturuyoruz.
Konu nasıl oraya geldi hatırlamıyorum ama eş ve çocuklar arasındaki öncelik konuşuluyor…
Ben; “Öncelik çocuklarımındır. Eşim çocuklarımdan sonra gelir.”
Arkadaşım; “Elbette önce çocuklarım. Eşim çocuklarımdan sonra.”
Arkadaşımın eşi ; “Önce eşim.”
Eşim; “Önce ben.”
Eşi çocuklarından önce gelen kadınların ve erkeklerin eşleri şanslı olmalı…
“Herkesin yeri ayrı,” dediğinizi duyar gibiyim…
Arkadaşlıkta, komşulukta öyledir. Ancak bana göre çocuklar hep önceliklidir…
İlerleyen zamanlarda ise torunlar ilk sırayı alıyor.
Annem, çok uzun yıllardır - henüz hasta değilken- şimdilerde ise ağır demans hastası olmasına karşın, “Önce kendin Nilgün. Önce kendin,” der durur…
Bunca yıldır ne annemden ne kızımdan öğrenemediğimi bu yaştan sonra nasıl öğrenebilirim? Hem her şey öğrenilerek yaşanmıyor ki!
İnsan bazen gördüğünü değil, görmediğini yapıyor sanırım…
***
Olası bir olumsuzluğa karşı uçakta hostesler, maskeyi önce kendimize takmamızı anlatır ve gösterirler.
Öncelik, bu durumda elbette çok önemli.
***
Bir arkadaşım, ağır bir ameliyatın üzerinden geçen iki yılın ardından, eşiyle birlikte beyaz eşya taşıdığını anlatmıştı. Hem de yürüyerek, mahalle arasından geçerek… Evden eve nakliyat…
Aynı eş, ev için çok gerekli olan ağır su bidonları gibi pek çok şeyi, “çok ağır, ben taşıyamam,” diyerek, keyfine bakarken, arkadaşım taşımış hep… Hem de uzun bir süre!
Bunun gibi neredeyse dudağınızın kıyısında minik bir uçuk çıkmasına neden olacak pek çok şey anlattı…
İnsan, nasıl da hayret ediyor!
“Çok merhametsizdi, çok!” dedi…
Dedim; “Merhamet acımak değil, acıtmamaktır!”
Sonra, Tomris Uyar’ın; “Bir erkeğin merhametini sevin / Yakışıklılık geçer gider/ Para; mal, mülk tükenir /Ama merhamet kalıcıdır/ Ve bir erkeğe en çok merhamet yakışır,” dediği geldi aklıma. Ama o sözler kaldı orada öylece, sessizce… Dilime düş(e)medi…
“Şimdilerde dönüp baktığımda, neden kabullenmişim? “ derken, sesindeki tipiyi, yüzüne yayılan tükenmişlik duygusunu kör olan görür, sağır olan duyardı…
Üzüldüm…
Düşündüm…
Bu kişiyi uçakta hayal ettim sonra. Teknik bir arıza nedeniyle kabin basıncı aniden düşüyor ve aynı anda oksijen maskeleri devreye giriyor. Bu sırada arkadaşım da yanında ve hasta…
Sonrasında; “Yok canım, o kadar da değildir!” dedim…
***
Yıllar önceki o sohbetimizde eşimi anlamakta zorlanmış, biraz da incinmiştim…
Şimdi dönüp baktığımda, dengede tutmak kaydıyla insan kendini önceleyebilmeli. “Denge” derken, öncelik ve bencillik arasındaki o kocaman farktan bahsediyorum.
İnsanın kendisine önem vermesi aslında birlikte yaşadığı insanlara da önem vermesi anlamına gelebilir…
Sevdiklerimize yardımcı olabilmenin ve onların yanında sağlıklı kalabilmenin yolu, “önce ben!” diyebilmektir belki de…
YAZARIN DİĞER YAZILARI
- Kocanızı, komşunuzu, kendinizi değil çocuğunuzu koruyun 03 Eylül 2024 Salı
- Zor zamanlar 24 Ağustos 2024 Cumartesi
- Utanmak! 29 Temmuz 2024 Pazartesi
- Kısasa Kısas 15 Temmuz 2024 Pazartesi
- İlk ve son annelik 05 Temmuz 2024 Cuma
- ŞAİR’İN ÖLÜMÜ 22 Haziran 2024 Cumartesi
- Dut yemeden dut yemiş bülbüle dönmek 14 Haziran 2024 Cuma
- Ereğli 05 Haziran 2024 Çarşamba
- Kedicik 27 Mayıs 2024 Pazartesi
- Kusurlu Güzellik 20 Mayıs 2024 Pazartesi