Asgari ücretin altında maaşa rıza gösterseniz dahi tamamını alabilirsiniz

26 Ocak 2022 12:08
Asgari ücrete gelen zammın ardından iki senaryo konuşulmaya başlandı. İşverenin asgari ücret yatırıp geri elden istemesi ve asgari ücret üzerinde maaş alan çalışanın maaşını asgari ücret göstermesi. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Avukat Nazım Gençtürk, “İşçi eksik maaşı kabul etse bile bu durumu ispatlayabiliyorsa o hakları yine alır. Bir kere bu durum kanuna aykırı. İşçinin böyle bir duruma rızasının olmasının geçerliliği yok” dedi

Asgari ücrete gelen zammın ardından çalışanlarını asgari ücretin altında çalıştırmak isteyen işverenlerle ilgili iki senaryo konuşuluyor. İşveren, banka üzerinden asgari ücretin tamamını yatırıp elden bir kısmını alabilir ya da asgari ücretin üzerinde maaş alan bir işçiye yine banka yoluyla asgari ücret verip kalanını elden vermesi gibi senaryolar sıkça dile getiriliyor. Ancak işini kaybetmemek için asgari ücretin altında ücreti kabul etmek zorunda kalan ya da daha fazla maaş aldığı halde maaşı bordrosuna asgari ücretten yansıyan bir işçi bu duruma açıkça rıza göstermiş olsa ve bunu yazılı beyan etse dahi yine de maaşın tamamını almaya hak kazanabilir.

“ANAYASA VE İŞ KANUNU’NA AYKIRI”

Kocaeli Barosu’na kayıtlı Avukat Nazım Gençtürk bu iki senaryo ile ilgili açıklamalarda bulundu. Hem işveren özelinde hem de işçi özelinde bilgilendirmelerde bulunan Gençtürk, asgari ücretin bir kısmının elden geri alınmasının Anayasa ve İş Kanunu’na aykırı olduğunu belirtti. Gençtürk, “Hem Anayasa hem de İş Kanunu’na göre işveren, asgari ücretten daha az ücret veremez. Sigorta primlerinin de yatırıldığı ücret üzerinden tahakkuk edilmesi lazım. Uygulamada mesela işveren aslında 3 bin TL maaş üzerinden anlaştığı işçisinin sigorta primlerini asgari ücret rakamı üzerinden tahakkuk ettirip primlerini o ücret üzerinden ödüyor. İşçi, ne yazık ki işini kaybetme korkusuyla mecbur kaldığı ya da bilgisizliğinden bu duruma razı gelebiliyor. İşveren, işçiye ‘3 bin TL veririm, 4 bin 250 TL yatırırım hesabına sen 1.250 TL’sini bana geri getirsin’ diyebiliyor. Ancak sigortasını zorunluluk nedeniyle yine asgari ücret tarifesi üzerinden gösterecek. İşçinin hak gaspı üzerinden ortaya çıkan 1.250 TL farkı, işveren kar sayabiliyor” dedi.


Av. Nazım Gençtürk
 

“BİRÇOK EMSAL KARAR VAR”

Kurumsallaşmamış bedensel emek gücüne dayalı bazı işletmelerde işçi ağası gibi uygulamalara da rastlıyoruz diyen Gençtürk, “Mesela işçi ağası işçilerin maaş kartlarını topluyor, şifrelerini alıyor, her maaş zamanı gidip bankalara yatırılan resmi ücreti çekip gidip işçilere anlaştıkları kesintili ücret üzerinden ödeme yapıyor. Geri kalanı da kendi payını da aldıktan sonra işverene veriyor. Yargıya intikal etmiş olaylardan biliyoruz bu hususları. Benzer bir davada bu durum banka ve kamera kayıtlarından tespit edilmişti. Aynı tarihte, bütün işçilerin aynı miktarı çekmesi hayatın olağan akışına aykırı kabul edilmişti. Buna benzer birçok emsal karar var” ifadelerinde bulundu. Yüksek maaş alan kişiye asgari ücret yatırılması hakkında bilgi veren Gençtürk, “Bazı işverenler 7 bin TL maaşla anlaştığı işçiyi resmiyette asgari ücret üzerinden gösterebiliyor. Burada da işveren, daha düşükten gösterdiği için daha düşük sigorta primi ve vergileri ödüyor. Mahkeme yoluna başvurulduğunda, banka kayıtları, emsal ücret araştırmaları, tanık ve sair yollarla bu durum ispat edilebiliyor” dedi.

“İŞVERENE CEZA UYGULANIYOR”

İşçinin yatırılan ücreti rıza göstererek geri vermesi ile ilgili konuşan Gençtürk, “Bunları yaşayan işçi, iş akdi sonlanmadan dahi SGK’yı arayıp şikayet edebilir. SGK bu şikayet üzerine müfettiş görevlendirir, durumu yerinde tespit eder. İşveren, pek tabii bu durumda işçiyi işten çıkartabilir. Ancak salt kendisini şikayet ettiği için iş akdini sonlandırması haksız fesih sayılacağından işçisine diğer şartları da taşıyorsa tazminatlarını vermek zorundadır. Mesela çalışan ücretin bir kısmının elden geri verilmesini kabul etti. Bir ya da iki sene çalıştı diyelim. Bu durumu ispatlayabiliyorsa çıkışı anında ödenmemiş, eksik ödenen ücret alacaklarını yine talep edebilir. Bunu tanıklar, dekontlar, imza vb. yazılı delil ile ispatlayabilir. Çünkü özellikle asgari ücretin altında çalıştırılma olgusunda işveren, işçinin imza attığı asgari ücret üzerinden tahakkuk etmiş bordrosunu ya da banka kaydını sunarak ödeme yaptığını ispat edebiliyor. İşçi, bunun karşısında yazılı bir delil sunmak zorunda. Sadece tanıkla ispat edilemiyor. İşçi eğer bunu ispat edebilirse işverene yönelik yaptırımlar oluyor. İşverenden hem alacakları hem de sigorta borcu tahakkuk ediliyor hem de her ay için ve her bir işçi için asgari ücretin iki katı tutarında işverene ceza uygulanıyor” dedi.

“İŞÇİNİN RIZASININ OLMASININ GEÇERLİLİĞİ YOK”

“İşçi eksik maaşı kabul etse bile bu durumu ispatlayabiliyorsa o hakları yine alır” diyen Gençtürk, “İşverenin maaşı yatırıp işçiden bir kısmını geri istemesi sonucu işçinin bunu kabul etmeyerek işten çıkması işçi yönünden ‘haklı fesih’ olarak sayılıyor. Bu durumda işçi, mahkemeye giderek taminatlarını hem de ödenmeyen, kesilen farkları işverenden talep edebilir. Bu durum sonucu SGK tarafından da işverene ceza uygulanır. İşçinin bu durumu yaşaması sonucu 5 yıl olan genel zaman aşımı içerisinde şikayette bulunması gerekir. İşçi eksik maaşı kabul etse bile bu durumu ispatlayabiliyorsa o hakları yine alır. Bir kere bu durum kanuna aykırı. Hukuka aykırı sözleşme ve anlaşma yapılamayacağından işçinin böyle bir duruma rızasının olmasının geçerliliği yok. Kabul etmek zorunda kalmasının işçiye herhangi bir yaptırımı da yok. Ne olursa olsun işçi mağdur kabul ediliyor ve bundan feragat etme gibi bir durum da yok. “Ben ileride böyle bir dava açmayacağımı taahhüt ederim” desen de o taahhüt geçersiz, sen bu davayı yine açabilirsin. Bu hem Anayasa’ya hem de kanunlara aykırı hatta bazı durumlarda usulsüzlüğğün ve çalışma şartlarının durumuna göre TCK 117 maddesinde yer alan ‘Çalışma hürriyetinin ihlali’ suçu dahi oluşabilir. Şartlar oluşmuşsa bundan dolayı bile yargılanabilir işveren” ifadelerinde bulundu.

“AKSİNİ İŞÇİ İSPATLAMAK ZORUNDA”

Son olarak küçük işletmelerdeki işleyişten bahseden Gençtürk, “Özellikle küçük işletmelerde uygulanan asgari ücretin altında çalıştırma durumu ispat yönünden de işçiye sıkıntılar yaratmakta. 5 kişinin altında çalıştıran işletmelerin banka üzerinden maaş ödeme zorunluluğu yok. Kurumsal firmalarda çalışan işçiler birbirlerine tanıklık yapabilir ama 5 kişinin altında çalışan yerlerde maaşı bankadan yatırma sorumluluğu yok, elden verebiliyorsun. Bordroyu imzalatıp elden verebiliyorsun. Çalışan sayısının azlığı sebebiyle tanık bulmakta da zorlanabiliyorlar. İşveren imzalı bordroyu sunduktan sonra kendi ücret ödeme zorunluluğunu yerine getirdi sayılıyor. Bunun aksini işçi ispatlamak zorunda. ‘Bana bunu imzalattı ancak bir kısmını geri aldı’ diyorsa işçi bunu ispatlamak zorunda. Hukukta yazılı delile karşı yazılı delille ispat gerekiyor” dedi.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazarın tüm yazıları
X