Selin Sayek Böke: Bugün yoğun duygular yaşıyorum

21 Ekim 2021 18:44
KOTO’da iş insanlarıyla buluşan CHP Genel SekreteriSelin Sayek Böke, “ Bir iktisatçı olarak bugün yoğun duygular yaşıyorum. Bu kadar kaynak varken bilerek, isteyerek kötüye gitmemiz beni derinden yaralıyor” dedi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Sekreteri İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, bir dizi program için Kocaeli’ye geldi. Böke, sabah saatlerinde Gebze esnafı ve iş insanları ile bir araya gelirken öğleden sonra ise Kocaeli Ticaet Odası’nda iş insanları ile buluştu. Kocaeli Tİcaret Odası’ndaki programa İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, KOTO Başkanı Necmi Bulut, CHP İl Başkanı Harun Yıldızlı, KOTO Meclis Başkanı Akın Doğan,CHP İl eski Başkanı Cengiz Sarıbay ve KOTO meclis üyeleri katıldı


“FİYATLAR EL İLE YAZILIYOR”
Toplantıda ilk olarak konuşan Kocaeli Ticaret Odası Başkanı Necmi Bulut, “Sizleri odamızda ağırlamaktan onur duyuyoruz. Ülkemiz tüm dünya ile birlikte pandemi sürecinden geçmekte çetin bir sınav vermektedir. İnşallah güzel bir toplantı olur” dedi. Ardından konuşan CHPGenel Sekreteri İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke şu ifadeleri kullandı: “ Birbirimizi dinlemeye ihtiyacımız olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemde ekonomide derin buhran yaşanıyor. Dolasıyla birlikte üreten yeni bir siyasete ihtiyaç var. Bu sabah birkaç esnaf ziyareti yaptım. Esnaf artık fiyatları el ile yazıyoruz dedi. Barkot değiştirmeye yetişemiyoruz dediler. Sebebini sorduğumda döviz kurlarının değişiminden bahsettiler. Sadece esnaf değil halkın da esnafla buluşacak bir durumda olmadığını belirttiler. Türk lirası’nın değer kaybından bahsettiler. Ardından faiz kararı açıklandı. Dakikalar içerisinde 20 kuruş değer kaybetti Türk Lirası. Sorunu yaşayan vatandaş sorunun kaynağını tahlil ediyor. Sorunu çözmesi gerekenler ise ısrar ediyorlar deneme-yanılma yönteminde. Türk Lirası’nın değer kaybı sadece dolara endeksli değil tüm para birimlerine karşı değer kaybediyor. Dünyada değil bizde yaşanan bir şey bu. İçimize dönüp sebebini aramamız gerekiyor.


“KURUMLAR YERİNE ŞAHISLAR”
Haziran 2018, bugünkü başkanlık sistemine geçtiğimiz tarih. O zaman 4.60 kuruş olan dolar, Merkez Bankası Başkanı’nın değişimiyle yukarılara çıkıyor. Gece kararnameleriyle başkanlar değiştiriliyor. Geçtiğimiz süreçte de başkan yardımcıları değişti. Her seferinde paramız değer kaybetti. Aynı hatayı tekrarlarsınız bilerek yaptığınız düşünülür. Bu adımları nasıl tanımlarsınız derseniz, kurumlar yerine şahıslar, kurallar yerine keyfiyet ortaya çıktı. Türkiye’de ekonomiyi bir kişi biliyor. Keyfi kararlarda öngörü oluşturulamaz. Bugün 2 saatte 20 kuruş değer kaybetti Türk Lirası. Güven ortadan kalktı. Öngerünün oluşturalamadığı bir düzende istikrar mümkün değil. Keyfi işleyen bir düzen yerine kurallı bir sitem şahıslar yerine kurumlar öne çıkmalı. Bu krizi yaratan şey şahsi ve keyfi karar. Birinci ihtiyaç güçlü bir parlamenter demokrasi. Bugün yaşıyor olduğumuz kriz hali kurumlar iş yapamaz hale geldiler. Normalde demokrasilerde alın teri ile elde edilmiş karardan alınan verginin sonucunda halkın aldığı kararlar geçerlidir. 2022 bütçesi mecliste kabul edilerse Saray’dan gelen bütçe kabul edilecek. Keyfileşmiş kararnamelerle yönetilen bir anlayış hakim oldu. Bütçede hepimizin söz hakkı olmalı. Vergilerin nereye harcandığının hesabını soracağız güçlendirilmiş bir parlamenter sistemde. 
“ÜRETİCİ PLAN YAPAMIYOR”
Sayıştay bir kurum olarak bize ödediğimiz vergilerin nereye harcandığına dair rapor üretmek zorunda. Kesin hesap komisyonu kurulup başına muhalefet getirilmedlidir. Muhalefet de seçmeni temsil ediyor. Bütçe üzerinden harcama yetkisini kullanan iktidarı denetleyen muhalefet olur. O zaman öngürülemez durumlarla karşı karşıya kalmayız. Ben iktisatçıyım mesleğimi de seven iktisatçıyım. Bir ekonomik reçete tartışılacaksa güçlendiriilmiş parlamenter sistemi kurmalıyız. Kamunun kaynağının nereye kullandıldığı da önemli. Üretmek çok zor artık. Kamunun kaynakları üreticiyi desteklemek yerine rantı paylaşmak üzerine kurulu. Esnaf pandemide kapatılmış, borç değil destek verilebilirdi. 4 ay boyunca kapatılan esnafa karşılıksız 3 bin 500 lira destek verilebilirdi. Ya da çiftçi, üretemiyor çünkü yem fiyatları, mazot, gübre hepsi dövize bağlı olarak fiyatları arttı. Destek verilebilirdi. Destek mi ihtiyaç, para var. 42.5 milyarı bir avuç insana vermek yerine üretici güçlere vermek bir tercih meselesidir. Ekonomiye dair bir planlama olmadığı için üretici de plan yapamıyor. 
“SOSYAL DEVLETE İHTİYACIMIZ VAR”
Stratejik planlama teşkilatını iktidara geldiğimiz an kuracağız. Ara eleman sıkıntısı yaşandığı iddia ediliyor. Tekonloji liseleri açılmalı. Bir üretim ekonomisi tarif ediyorum. Acilen sosyal devlete ihtiyacımız var. Eşitsizlikleri giderecek bir sosyal devlete ihtiyacımız var. Pandemi sürecinde devlet eli ile esnafı kapatıyorsanız onlara yardım etmek zorundasınız. 834 milyar lira vergi ödedik. Bu vergiler bize destek olarak geri dönmedi. Türkiye’nin sürdürebilirlik çerçevesine ihtiyacımız var. Yarından bir şeyler koparma arzusu var. Yaşanabilir, ortaklaştığımız bir devlet anlayışını yarınlara bırakabilmeliyiz. Farklılıkları ile bir aradadurmaya çalışan bir siyasete ihtiyacımız var. Demokrasi budur zaten. Bunları yaparsak ekonomide iyiye gidecektir. Bir iktisatçı olarak bugün yoğun duygular yaşıyorum. Bu kadar kaynak varken bilerek, isteyerek kötüye gitmemiz beni derinden yaralıyor. Buna mahkum değiliz. İktidarlar siyasi tercihleri ile kamunun kaynaklarını nasıl kullanacaklarını belirlerler. Her koşulda ayağa kalkabilen müthiş bir toplumuz. Göz göre göre bu krizlere mahkum olmamamız lazım.”
SEFA GARDİYANOĞLU
 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazarın tüm yazıları
X